Yunuslar Gerçekten Dehşet Saçıyorlar mı?
- boranbezgen
- 2 Eki 2024
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 21 Kas 2024

Giriş
Denizler, derinliklerinde pek çok sır barındıran büyülü bir dünya. Ama gelin görün ki, bu masum görünümün arkasında kimi zaman korkulu yaratıklar da gizleniyor! İşte tam da bu noktada, sevimli yunuslarımız devreye giriyor. Evet, evet, o neşeli, zıplayan, suyun yüzeyinde dans eden yunuslardan bahsediyorum. Ama onların ne kadar korkulu yaratıklar olabileceğini düşünmüş müydünüz?
Yunuslar, genel olarak cennetten düşmüş gibi görünüyorlar; ancak bu sevimli yüzlerinin ardında bir o kadar zeki ve cesur hayvanlar. Ne de olsa, denizlerin “şirin yüzleri” olarak tanınsalar da, onların dünyası aslında oldukça sert. Tüm iddialar tiktok platformunda bir kadının sörf yaparken yunuslar tarafından tecavüz edilerek öldürüldüğü ve cesedinin de parçalandığı yönündeki dedikodularla başladı. Bunları okuyan araştırmacılar, eski bazı haberlere ulaştılar. Özellikle hayvan parklarındaki gösterilerde kadın seyircileri adeta taciz eden yunusları görenler bu balıkları bir tecavüzcü olarak yaftalamaya başladı.
İletişimdeki Ustalıkları
Yunuslar, zeki yaratıklar olmalarıyla da biliniyorlar. Su altındaki iletişimleri, insanoğlunun bazen kavrayamadığı bir karmaşıklıkta. İşte burada onların eğlenceli yanları devreye giriyor. Eğer bir yunus, bir başka yunusa “Selam! Bugün avlanmaya gideceğiz mi?” derken bir yandan da şarkı söyleyip dans ediyorsa, ona dikkat edin! Muhtemelen onun yanında balıklar da “Biz buradayız!” diye bağırıyordur.
Yunusların Gerçek Yüzü
Yunuslar, bir yandan oyuncu ve sosyal canlılar, diğer yandan avcılık becerileri ile de tanınırlar. Balıkların peşine düştüklerinde, hiç de masum görünmüyorlar. “Siz beni sevimli zannediyorsunuz ama ben burada avlanıyorum!” der gibi yüzüyorlar. Hani bazen en sevimli hayvanların bile avcı olabileceğini unutmamak gerek.
Bunun yanı sıra, yunuslar arasındaki sosyal yapı da hayli ilginç. Kendi grupları içinde sıkı bir dayanışma sergileyen bu canlılar, gerektiğinde birbirlerine yardım etmekten çekinmiyorlar. Ama dikkat edin, grup içinde kimseyi çiğneyip geçmekten de geri kalmıyorlar! Yani, o güzelim yunusların sosyal hayatı, aslında bir deniz dramına dönüşebilir.

Korkutucu Olabilirler mi?
Yunusların korkulu yaratıklar olduğunu düşünmek belki biraz tuhaf gelebilir, ama sonuçta her canlının bir savaşçı yanı vardır. Kim bilir, belki de denizlerin derinliklerinde daha korkunç yaratıklar var; ama yunuslar onları alt etmekte pek de tereddüt etmiyorlar. Yani, yunusların da kendi sınırlarını koruma içgüdüsü var. Onları sadece sevimli yüzleriyle değil, güçlü avcı yanlarıyla da tanımak gerek.
İşte tüm bu görüntüler ve söylentiler yüzünden yunuslara karşı adeta bir karalama kampanyası başlatıldı. Ancak gerçekler sanıldığı gibi mi?
Onlar Gerçekten Azgın Yaratıklar Peki Ya Biz?
Söylendiğinin aksine yunus balıkları bir tecavüzcü değil. Hayvanların bir iradeye sahip olmadıklarını da düşünürsek onların tecavüz etmeye değil, çiftleşmeye çalıştıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak konumuz daha farklı noktalara gidecek. Bu dünyaya en büyük zararı her zaman insan vermiştir. 2011 yılında The Nation'da yapılan habere göre Hindistan ve Pakistan bölgelerinde, kör yunuslar yaşıyorlar ve bu bölgeye özel çok nadir bir tür. Bu bölgede kör yunusların ya da diğer adıyla Ganj Nehri Yunuslarının öldürüldekten sonra tecavüz edilip Indus nehrine atıldığı tespit edilmiş. Bundan sonra araştırmacıların bunun bir Sindhi geleneği olabileceği yönünde tetiklemiş. Burada bir bilinçlendirme çalışması bile başlatılmış. Konu üzerine yayınlanan bir makale şu korkunç ifadeler yazıyor: "Yerliler yunusların cinsel organlarını kadınların cinsel organına benzetiyor ve yerel halkın bu geleneğin farkında olduğu ancak bunun bölgede köklü bir gelenek olması ve yaygın olarak uygulanması nedeniyle kınamaya cesaret edemiyor veya etmiyorlar." Ayrıca, nesli tükenen bu türün aslında kör olmadığı kirli su nedeniyle görme yetisini kullanamıyorlar. Bu nehir yunusları, habitat kaybı, kirlilik ve aşırı avlanma gibi tehditler nedeniyle tehlike altında olan türlerdir. Dünya genelinde sayıları oldukça azalmış ve koruma altına alınmışlardır. Bu yüzden kör yunus balıkları nadir kabul edilir ve korunmaları için çeşitli projeler yürütülüyor.

İnsanoğlunun yaptıkları bununla da bitmiyor. Hayvanat bahçelerinde ve sirklerde doğal ortamından koparılmış psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalan tüm hayvanların içinde yunuslar en çok kullanılan türlerden birisi. Ne kadar tehlike ve azgın olsalar da bizim onlara yaptıklarımızı asla bize yapamayacaklar.
Sonuç
denizlerin korkulu yaratıkları dediysek, biraz da acı bir şaka yaptık. Yunuslar, denizlerin neşesi ve yürekliliğiyle dolu harika varlıklar. Onların dünyası, hem korkutucu hem de büyüleyici! Belki de bu yüzden, onları izlemek için plaja gittiğimizde içimizde bir umut uyanıyor: “Deniz, belki de benim içimdeki yunusu uyandırır!”
Unutmayın, her ne kadar sevimli görünseler de, yunuslar da kendi hayatlarını yaşıyor ve bir deniz savaşçısı olarak bazen işler hiç de beklediğimiz gibi gitmeyebilir. Ama bu onların denizlerin gerçek korkulu yaratıkları olmasına engel değil!
Son olarak sizleri hayvanların doğal habitatlarında daima özgürce yaşayabilmeleri ve nesli tükenme tehlikesi olan canlıları korumak için bilinçlenmeye davet ediyorum. Sirklere, hayvanat bahçelerine gitmeyin. Evinize bir kedi, bahçenize bir köpek alın. Sokaklarda bu canları daha fazla süründürmeyin ve mama lobisinin oyunlarına gelip, sokak hayvanı olur yalanına inanmayın. Aynı hassasiyeti sadece hayvanlara değil tehdit altındaki bitkilere de gösterin ve sağlıcakla kalın.
Comments